Some famous foreign runners entered that race.
- Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa girdi.
Do you have any race shirts in extra small?
- Hiç ekstra küçüklükte koşu gömleğiniz var mı?
What is he running after?
- O neyin peşinden koşuyor.
Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
- Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
These birds don’t fly well but they are excellent runners.
- Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
My older sister goes jogging every day.
- Ablam her gün koşuya gider.
I make it a rule to go jogging every morning.
- Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.
My life has become a treadmill, and I need a break.
- Hayatım bir koşu bandı haline geldi ve bir mola vermem gerekir.
I'm literally on a treadmill.
- Ben tam anlamıyla bir koşu bandında yaşıyorum.