Try to check the flow of water by turning the valve.
- Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Try to control yourself.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
You must control yourself.
- Kendinizi kontrol etmelisiniz.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Controlling my emotions is not my forte.
- Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.
Fadil controlled the drug trade in the area.
- Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.