Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
What is the exchange rate for dollars now?
- Şimdi dolar için döviz kuru nedir?
What is the exchange rate today?
- Bugün döviz kuru nedir?
I hate so-called 30 days language courses.
- Sözde 30 günlük dil kurslarından nefret ediyorum.
She signed up for a Spanish course.
- O, İspanyolca kursuna kaydoldu.
Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271.
- Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.
The school was established in 1650.
- Okul, 1650'de kuruldu.
Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
- Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.
- Geçen yıl baharda bir yemek kursuna katıldım ve ekmek nasıl pişirilir öğrendim.
The education in that institute is simply pathetic.
- O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
This school was founded in 1970.
- Bu okul 1970'te kuruldu.
The world's first parking meter was installed in Oklahoma City in 1935.
- Dünyanın ilk parkmetresi 1935 yılında Oklahoma'da kuruldu.
We've installed several security cameras.
- Tom birkaç güvenlik kamerası kurdu.
One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.
- iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.
The man tried to install his own antenna.
- Adam kendi antenini kurmaya çalıştı.
It took us half an hour to set up the tent.
- Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
A committee has been set up to investigate the problem.
- Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
He passed the law examination and set up a law office.
- Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
They were rescued by a passing ship.
- Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
It took us half an hour to set up the tent.
- Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
I'll set the alarm for seven o'clock.
- Alarmı yediye kuracağım.
Bush put together a hard-working team.
- Bush çalışkan bir ekip kurdu.
Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
- Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271.
- Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.
The town was established in the 18th century.
- Kasaba 18. yüzyılda kurulmuştur.
Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and association.
- Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly.
- Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.
I contacted my parents.
- Ebeveynlerimle temas kurdum.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
- Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
He tried wooing her with love poems.
- O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.
Tom wanted a pencil with a softer lead.
- Tom daha yumuşak uçlu bir kurşun kalem istedi.
No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!
- Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!