lak

listen to the pronunciation of lak
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) f. Hakir, zelil, aşağı
(Osmanlı Dönemi) Tahta kadeh
Bozuk yumurta
Cilacılıkta kullanılan bir tür zamk
Malatya yöresinde kayısı kurusuna verilen ad
Uzak Doğu'da yetişen Amerika elmasından çıkan zamk
Uzakdoğu'da yetişen amerikan elmasından çıkarılan bir tür zamk
Süt
Bir tür zamk
Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde
ipek üzerinde film yada emülisyonla örtülmeyen kısımlardaki yüzeyleri kapatmaya yarıyan sıvı madde
Cilacılıkta kullanılan bir tür zamk-reçine
Bezeme maddesi olarak kullanılan hayvansal reçine
Ağaç cilası

Related Terms

LAK'
(Osmanlı Dönemi) Atmak
MI'LAK
(Osmanlı Dönemi) (MA'LUK) (C: Meâlik) Üzengi kayışı
MI'LAK
(Osmanlı Dönemi) Üzüm hevneği
MI'LAK
(Osmanlı Dönemi) Et ve üzüm asılan çengel
İ'LAK
(Osmanlı Dönemi) (Alak. dan) Sülük yapıştırmak
Kurdish - Turkish
disk
kepekten yapılan köpek yiyeceği
el büyüklüğünde yassı taş
Dutch - Turkish
araba boyası
lake
laka
oje
Danish - Turkish
vernik
mühür mumu
English - English
An ethnic group who live primarily in southern Dagestan, Russia
A North Caucasian language spoken by the Lak people. It is written with a Cyrillic alphabet
lake

We have walked all around the lake. - We've walked all around the lake.

This lake is the deepest lake in Japan. - This is the deepest lake in Japan.

Related Terms

LAK cell
A white blood cell produced by cultivation of peripheral lymphocytes with interleukin-2 and used experimentally to shrink malignant tumors
Turkish - English
lac, stick lac; shellac
lacquer, lac
lac

Since when do you care about lacrosse? - Ne zamandan beri lakrosu önemsiyorsun?

I'm lactose intolerant. - Ben laktoza duyarlıyım.

varnish, lacquer; shellac, shellack
laka
polish
lacquer
varnish
chaff
dope

Related Terms

lak boyası
lac-dye
lak lak etmek
to gabble