legal validity

listen to the pronunciation of legal validity
English - Turkish
Yasal geçerlilik
force
zorlamak

Gitmen için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to go.

Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu. - Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

Amerikan kuvvetleri geri çekildi. - American forces were withdrawn.

Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı. - Tom is a retired air force major.

force
{i} güç

Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur? - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?

Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu. - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi. - The Julian calendar was in force in Russia.

Onlar geri yürürlükte olacak. - They will be back in force.

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir. - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.

Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı. - Public pressure forced the army to act.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
English - English
legally valid, having force via the law
force
legal validity

    Hyphenation

    le·gal va·lid·i·ty

    Turkish pronunciation

    ligıl vılîdıti

    Pronunciation

    /ˈlēgəl vəˈlədətē/ /ˈliːɡəl vəˈlɪdətiː/
Favorites