Benim için Türkçede yazı yazmak daha kolay. Türkçe konuşmak oldukça zor.
- Für mich ist es leichter auf Türkisch zu schreiben. Türkisch zu sprechen ist ziemlich schwer.
O, bir çakmakla oynuyordu.
- He was playing with a lighter.
Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.
- The man lit a cigarette with a lighter.
Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
- The math homework proved to be easier than I had expected.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
- It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God.