Turkish - English
Definition of listele in Turkish English dictionary
- list
I always list what I need before I go shopping.
-Alışverişe gitmeden önce her zaman ihtiyaçlarımı listelerim.
Names are listed in alphabetical order.
-İsimler alfabetik sıraya göre listelenmiş.
- {f} listed
A visit to the city centre, listed as a UNESCO World Heritage Site, is a must.
-Bir UNESCO Dünya Mirası Yeri olarak listelenen şehir merkezine bir ziyaret bir zorunluluktur.
Also, could you please contact me if you would like to present your opinion on any of the topics listed?
-Ayrıca, listelenen konulardan herhangi biri üzerinde fikrini sunmak istersen lütfen benimle irtibat kurar mısın?
- {f} listing
- listelemek
- {f} list
- listelemek
- break down
- listelemek
- catalogue
- listelemek
- itemise
- listelemek
- itemize
- hizmetleri listele
- (Bilgisayar) list services
- listelemek
- to list
- listelemek
- to list, make a list of
- nesne listele
- (Bilgisayar) list object
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of listele in Turkish Turkish dictionary
- listelemek
- Liste durumuna getirmek