His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
His name is Tomoyuki Ogura.
- Onun adı Tomoyuki Ogura.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
- Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself.
- Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.
My books are in Romanian; hers are in English.
- Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.