It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I haven't seen her since then.
- O zamandan beri onu görmedim.
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
We have been friends ever since.
- O zamandan beri arkadaşız.
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
I was cleaning my room for that time.
- Ben o zaman odamı temizliyordum.
I haven't seen her since then.
- O zamandan beri onu görmedim.
Tom hasn't seen Mary since then.
- Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.