Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür.
- You're grown up enough to face your own problems.
Vay, nasıl da büyümüşsün!
- My, how you've grown!
Tom'un yetişkin bir kızı var.
- Tom has a grown daughter.
Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler.
- Children want to act like grown-ups.
Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
- Tea is widely grown in India.
Tom yıllardır buğday yetiştirdi.
- Tom has grown wheat for many years.
Bizim çocuklarımız olgun.
- Our children are grown.
Kardeşin yaşına göre çok olgun.
- Your brother's awfully grown-up for his age.
... we grow enough food to bring us to 2050 without catastrophe? These are data from the Food ...
... won't help us grow. Look, when we think about immigration, we ...