John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
- Nobody but John has heard of it.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
... So you guys want to hear about music? ...
... I THINK I'D RATHER HEAR ABOUT THIS ...