Definition of of show in English Turkish dictionary
- shown
- gösterilen
Bu hafta gösterilen iyi filmler var mı?
-Are there any good movies being shown this week?
Yazar kasada gösterilen tutarı ödemek zorundasınız.
-You have to pay the amount shown on the cash register.
- shown
- {f} göster
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
-In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Filiberto çok cesur bir karakter göstermedi.
-Filiberto has not shown a very brave character.
- of her
- onanma
- of something
- biraz
- of us
- bizin
- of this
- bunun
Neden bunun farkında değildim?
-Why was I not aware of this?
Sizin için bununla ilgileneceğiz.
-We will take care of this for you.
- of you
- senin
Senin İngilizcenin akıcılığı şaşırtıcı.
-The fluency of your English is amazing.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
-It is stupid of you to lend him your money.
- shown
- show görün/göster
- shown
- f., bak. show
Related Terms
Turkish pronunciation
ıv şōPronunciation
Resimler
Videos
... show them to you in place in the editor as if you had hard ...
... So let's bring the stage lights down again just so I can show you something else cool. ...