Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
- The official in charge let me in.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
- Many high-level officials attended the meeting.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
offical support for disabled students in METU.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
- Finally, World War One was officially over.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
A player's batting average is his hits divided by his official at-bats.
Jim was considered a federal official because he was employed by the U.S. Department of Justice.
... some official people. ...
... two thousand ten official song instead of choosing an african artist ...