Oldu (tamam, anlaştık) hadi hemen işe koyulalım - Deal, let's get down to work.
Tom regretted having wasted a great deal of his life.
- Tom hayatının büyük kısmını boşa geçirdiğine pişman oldu.
They said the deal was foolish.
- Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.
I know very well who you are.
- Kim olduğunu çok iyi biliyorum.
I see you're doing very well in your business.
- İşinizde çok iyi olduğunuzu görüyorum.
The exhibition is well worth a visit.
- Sergi bir ziyarete oldukça değer.
Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
- Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
We all agreed that the plan made sense.
- Hepimiz planın mantıklı olduğunu kabul ettik.
Tom was glad that Mary agreed with him.
- Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu.
Any book will be okay as long as it is interesting.
- İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır.
I'm glad you're okay.
- İyi olduğuna sevindim.
Get it done as soon as possible.
- Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.
I thanked him for what he had done.
- Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.