Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Sorun şu an yanımda paramın olmamasıdır.
- The trouble is that I have no money on me now.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Tom did that on his own.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
beers on me - biralar benden.
... >>Taylor Swift: That is his thing, like. And anybody who talks to him, like, he'll talk ...
... fancy app on his Android tablet. ...