one another, each to the other

listen to the pronunciation of one another, each to the other
English - Turkish

Definition of one another, each to the other in English Turkish dictionary

each other
birbirine

İki leydi birbirine gülümsedi. - The two ladies smiled at each other.

İki erkek kardeş birbirine gülümsedi. - The two brothers smiled at each other.

each other
yekdiğerini
each other
birbiri

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız. - We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.

each other
birbirini

Birbirinizi tanıyor musunuz? - Do you know each other?

John ve Mary birbirini seviyordu. - John and Mary loved each other.

each other
birbirlerini

İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı. - The two boys began to blame each other.

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı. - The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.

each other
birbirimizi

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız. - We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.

English - English
each other