Lincoln köleliğe karşı çıktı.
- Lincoln opposed slavery.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Düşmana karşı koymak onların kahramanlığıydı.
- It was heroic of them to oppose the enemy.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Tom plana karşı çıkıyor.
- Tom is opposed to the plan.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
... out of that family's pocket. Governor Romney not only opposed it, he suggested that in ...
... Not very much, except it's mobile apps as opposed to ...