over an entire extent

listen to the pronunciation of over an entire extent
English - Turkish

Definition of over an entire extent in English Turkish dictionary

all over
her yönden
all over
aynen
all over
her tarafta
all over
her yer

Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar. - A lot of people want peace all over the world.

Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı. - He had bruises all over after the fight.

all over
her taraf

Vücudumun her tarafında ağrılarım ve sızılarım var. - I have aches and pains all over my body.

Döşemenin her tarafında kan vardı. - There was blood all over the floor.

all over
bitik
all over
yeniden

Her şeye yeniden başladık. - We started all over again.

Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı. - Tom had to write the report all over again.

all over
tamamen; bitmiş; tekrar, baştan
all over
bitmiş

Onun bitmiş olduğunu biliyorduk. - We knew it was all over.

all over
tıpkı
all over
her yerde

Tom'u her yerde aradım. - I looked all over for Tom.

Tom için her yerde araştırma yaptım. - I searched all over for Tom.

all over
tekrar

Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi. - This soundbite was repeated all over the news.

Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı. - Tom had to listen to the whole story all over again.

all over
baştan

Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı. - Tom had to listen to the whole story all over again.

Bu yeni baştan oluyor. - It's happening all over again.

English - English
all over

He was covered all over with mud.

over an entire extent

    Hyphenation

    over an en·tire ex·tent

    Turkish pronunciation

    ōvır ın întayır îkstent

    Pronunciation

    /ˈōvər ən ənˈtīər əkˈstent/ /ˈoʊvɜr ən ɪnˈtaɪɜr ɪkˈstɛnt/
Favorites