Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
- Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
- He works in the planning section.
Tom partiyi planlayarak iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job planning the party.
Tanrı şahidimdir ki Tom, planladığın sürpriz partiden ona bahsetmedim.
- As God as my witness Tom, I didn't tell her about the surprise party you're planning.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
- He works in the planning section.
... are you planning to wear? ...
... what you are planning to do about the implementation of No Child Left Behind. The current policy ...