Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
O bir fabrikada çalışıyor.
- He works in a factory.
Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
- This book is one of the poet's best works.
Onun en son çalışmaları geçici sergide.
- His latest works are on temporary display.
Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- The painter produces many fine works of art.
Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir.
- This book is one of the poet's best works.
Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
- The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Ben atölyede çalışıyorum.
- I am working at the workshop.
O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor.
- Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
- It works exactly as advertised.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.
- I will find out how the medicine works.