profitable, able to effect the object

listen to the pronunciation of profitable, able to effect the object
English - Turkish

Definition of profitable, able to effect the object in English Turkish dictionary

available
{s} mevcut

Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu. - There were no tickets available for Friday's performance.

Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil. - We are sorry, the person you are trying to contact is not available.

available
müsait

Şu anda müsait değilim. - I'm not available right now.

Belediye Başkanı şimdi müsait değil. - The mayor is not available now.

available
{s} var

İşe yarar bir yardım var mı? - Is there any help available?

Araştırma için mevcut az paramız var. - We have little money available for the research.

available
{s} geçerli

Bu teklif beş gün için geçerlidir. - This offer is available for five days.

Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir. - This offer is available for a limited time only.

available
(Ticaret) mevcut olan
available
{s} kullanışlı
available
(Ticaret) elde hazır bulunan
available
kullanılır
available
müsait olmak
available
yararlanılır
available
elde

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
{s} eldeki
available
elde edilebilir

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
görüşmeye uygun
available
meşgul değil
available
kullanılabilir

Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir. - Netflix is now available in Europe.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak. - Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.

available
{s} hazır

Koltuklar hazır oluncaya kadar bir süre beklemekten başka bir şey yapamayız. - We can do nothing but wait for a while until the seats are available.

Servisler hazır olacak. - Shuttles will be available.

available
olası
English - English
{a} available