Definition of risqué, racy, bawdy in English Turkish dictionary
- French
- {i} fransız
Onların ana dili Fransızca.
-French is their mother tongue.
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
-Does she speak English, French or German?
- French
- Fransızca
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
-John can't speak French well.
Onların ana dili Fransızca.
-French is their mother tongue.
- French
- (the ile) Fransızlar
- French
- {s} fransa ile ilgili
- French
- {s} fransızca ile ilgili
- French
- {i} fransızlar
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
-Is it true that the French are masters at flirting?
Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
-Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
Related Terms
Definition of risqué, racy, bawdy in English English dictionary
- French