They continue being stubborn.
- İnatçılıklarını sürdürüyorlar.
Tom continued his relationship with that married woman.
- Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
We can not carry on conversation in such a noisy room.
- Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.
He decided to stay and carry on his father's business.
- Kalmaya ve babasının işini sürdürmeye karar verdi.
He resumed reading after lunch.
- O, öğle yemeğinden sonra okumayı sürdürdü.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.