I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
To maintain a friendship, there must be mutual affection.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
Women use talking to maintain personal relationships.
- Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
I want to continue to help women.
- Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
Do you intend to pursue your education?
- Eğitimini sürdürmek istiyor musun?
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
We intend to persist.
- Biz sürdürmek istiyoruz.
He had to lead a miserable life for many years.
- O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
I had to keep moving.
- Hareket etmeyi sürdürmek zorunda kaldım.
I started a new blog. I'll do my best to keep it going.
- Ben yeni bir bloğa başladım. Sürdürmek için elimden geleni yapacağım.
He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
He was banished to an island for high treason.
- O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.