seçimler

listen to the pronunciation of seçimler
Turkish - English
elections

The 2nd of May 2011 is the date of the Canadian Federal Elections: Don't forget to go vote! - 2. Mayıs 2011, Kanada Federal Seçimlerinin tarihi: oy vermeye gitmeyi unutmayın!

So, who won the Italian elections? - Peki, İtalyan seçimlerini kim kazandı?

choices

My choices are my own. - Benim seçimlerim benim kendimin.

A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low. - Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

seçim
election

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir olasılık var mı?

seçim
choice

He had no choice but to give up school because of poverty. - Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.

Tom thinks Mary made the right choice. - Tom Mary'nin doğru seçim yaptığını düşünüyor.

seçim
selection

My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers. - Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.

The old selection process for judges was very unfair. - Hakimler için eski seçim süreci çok haksızdı.

seçim
option
seçim
(Politika, Siyaset) ballot

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

seçim
pick
seçim
the choice
seçim
the choice of
açık, dürüst genel seçimler
(Hukuk) aboveboard general elections
bilinçli seçimler yapmak
make conscious choices
seçim
poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!

seçim
polling
seçim
choosing, selection
seçim
choice , selection
seçim
(siyasal) election, poll; choice, selection
seçim
elective
Turkish - Turkish
intihabat
seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap: "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar."- H. Taner
seçim
Seçmek işi
seçim
Seçme işi
seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap