In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Give my regards to him.
- Ona selamlarımı gönder.
Greetings are the basis of good manners.
- Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
Greetings from Cornwall!
- Cornwall'dan selamlar!
Greetings, old friend!
- Selam, eski arkadaşım!
We exchanged greetings.
- Birbirimizi selamladık.
Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
- Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Please say hello to her.
- Lütfen ona selam söyle.
Please say hello to your wife.
- Lütfen karına selam söyle.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
My father gives you his regards.
- Babam sana selamını söyledi.
Give my regards to him.
- Ona selamlarımı gönder.
Please give my regards to your father.
- Lütfen babanıza selamlarımı iletin.
The president saluted the public.
- Devlet başkanı halkı selamladı.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
The president saluted the public.
- Devlet başkanı halkı selamladı.