And if I lose thy love, I lose my all.
- Ve senin aşkını kaybedersem her şeyimi kaybederim.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
- Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
This is true of you, too.
- Bu da seninle ilgili gerçek.
It is stupid of you to lend him your money.
- Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
Is this your first visit to Japan?
- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
I no longer love you.
- Artık seni sevmiyorum.
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
Here is a letter for you.
- İşte senin için bir mektup.
Shall I cook dinner for you?
- Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
senin de hayırlı olsun.
senin gibi birini istiyorum.
He, just like you, is a good golfer.
- O, tam senin gibi, iyi bir golfçü.
I've been looking for a girl like you.
- Senin gibi bir kız arıyorum.
çamaşır makinesi senin olsun.
I thought you wouldn't come.
- Senin gelmeyeceğini düşündüm.
I never thought I would find a woman like you.
- Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
Are you a Japanese student?
- Sen bir Japon öğrenci misin?
Are you here on business?
- Sen iş için mi buradasın?
Hear all, see all, say nowt. Ate all, sup all, pay nowt. An if ever tha does anythin for nowt, mek sure tha does it for tha sen..