Kurşun kalemimi keskinleştirmek için bir bıçak istiyorum.
- I want a knife to sharpen my pencil with.
Sizin için bıçağınızı bileyeceğim.
- I'll sharpen your knife for you.
Tom Mary'ye bir bıçağı nasıl bileyeceğini gösterdi.
- Tom showed Mary how to sharpen a knife.
Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.
- If I had eight hours to chop down a tree, I'd spend the first six hours sharpening the ax.
Tom bile bir kurşun kalemi keskinleştiremiyor.
- Tom can't even sharpen a pencil.
Bıçakların nasıl keskinleştirileceğini bilir.
- He knows how to sharpen knives.
Tom Mary için bıçakları biledi.
- Tom sharpened the knives for Mary.
Ben sadece bu sabah bıçağımı biledim.
- I just sharpened my knife this morning.
Tom bıçak bilemede oldukça iyidir.
- Tom is pretty good at sharpening knives.
Tom bıçakları bilemede pek iyi değil.
- Tom isn't very good at sharpening knives.
... Easier to sharpen and 700 times more common on Earth than copper, ...
... incoming kindergartners can use to sharpen their problem ...