Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
The noise of city life annoys me greatly.
- Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.
The child annoyed her with questions.
- Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
I was irritated by his indecision.
- Onun kararsızlığı tarafından sinirlendirildim.
Her way of speaking irritates us.
- Onun konuşma şekli bizi sinirlendiriyor.
Her constant complaining speech irritated me.
- Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.
Tom tried not to be irritated.
- Tom sinirlendirilmemeye çalıştı.
John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.
I get angry when my boyfriend talks to other girls.
- Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
He became forgetful, which annoyed him intensely.
- O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.