I bumped into your dad yesterday.
- Ben dün sizin babanıza rastladım.
Was Ms. Kato your teacher last year?
- Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
I want a jacket shaped like yours.
- Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
I do not understand you.
- Siz insanları anlamıyorum.
Are you a teacher or a student here?
- Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
I'd never borrow anything of yours without asking first.
- Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
We're going to get you out of there.
- Sizi oradan çıkaracağız.
It's none of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
That's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.