suçluluk

listen to the pronunciation of suçluluk
Turkish - English
guilt

Guilt is written all over your face. - Suçluluk tüm yüzünde yazılı.

Many working mothers are full of guilt. - Birçok çalışan anneler suçluluk dolu.

delinquency
culpability
guilt; guiltiness
guilt, guiltiness
criminality
guiltiness
culpable
criminalness
culpableness
suç
crime

Slavery is a crime against humanity. - Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.

The police set out to solve the crime. - Polis, suçu çözmek için yola çıktı.

suç
{i} offense

He was unaware of the enormity of the offense. - Suçun iğrençliğinden habersizdi.

All human offenses are the result of a lack of love. - Tüm insanlık suçları sevgiden yoksunluğun bir sonucudur.

suçluluk hissi
guilty conscience
suçluluk kompleksi
guilt complex
suç
{i} blame

Not only you but I also was to blame. - Sadece sen değil aynı zamanda ben de suçlanacaktım.

She blamed him for all her problems. - O bütün problemleri için onu suçladı.

suç
{i} culpability
suç
{i} error

To err is human. To blame somebody else for your errors is even more human. - Hatasız kul olmaz. hataların için başka birini suçlamak daha insanidir.

Don't blame him for the error. - Hata için onu suçlamayın.

suç
{i} wrong

They blamed themselves for being wrong. - Hata olduğu için kendilerini suçladılar.

Tom and Mary blamed themselves for everything that went wrong. - Tom ve Mary yanlış giden her şey için kendilerini suçladılar.

suç
wrongdoing

Was he, in fact, guilty of wrongdoing? - Aslında o haksızlıktan dolayı suçlu muydu?

suç
trendy
suç
delictum
suç
erime
suç
misdemeanor
suç
offence

Sami committed an offence. - Sami bir suç işlemişti.

Such an offence is punished by a fine and/or imprisonment. - Böyle bir suç ceza ve / veya hapis ile cezalandırılır.

suç
fault

He convinced me that it was not his fault. - Onun onun suçu olmadığına beni ikna etti.

Everybody's fault is nobody's fault. - Herkesin suçu kimsenin hatası değildir.

suç
infraction
suç
sin

In Singapore, one way to punish criminals is to whip them. - Singapur'da suçluları cezalandırmanın bir yolu da onları kırbaçlamaktır.

You're guilty as sin. - Yüzüne bakılmayacak kadar suçlusun.

suçluluk duygusu
guilt

He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt. - Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.

suçluluk duygusu
guilt feelings
suç
Job

An attorney's job is proving that his client is innocent. - Bir avukatın işi müvekkilinin suçsuz olduğunu kanıtlamaktadır.

The police's job is to prevent and investigate crime. - Polisin işi suçu önlemek ve araştırmaktır.

suç
committing crime
suç
the offense
suç
an offense
suç
criminal offense
suç
criminalizing
nevrotik suçluluk duygusu
(Pisikoloji, Ruhbilim) neurotic guilt
suç
misdemeanour [Brit.]
suç
offense, blameworthy act
suç
guilt

He was guilty of making a mistake. - O, bir hata yapmaktan suçluydu.

He was found guilty of murder. - O cinayetten suçlu bulundu.

suç
transgression
suç
crime, offence, offense, fault, guilt; criminal
suç
delict
suç
offence [Brit.]
suç
irregularity
suç
criminality
suç
misdeed
suç
(Hukuk) crime, offence
suç
delinquency

The increase in juvenile delinquency is a serious problem. - Çocuk suçluluğundaki artış ciddi bir sorundur.

suç
caper
suç
felony

Have you ever been convicted of a felony? - Sen hiç bir suçtan mahkum edildin mi?

What you're doing right now is a felony. - Şu anda yaptığın şey bir suç.

suç
rap

Rape is always a crime of violence. - Tecavüz her zaman bir şiddet suçudur.

Rape is a horrible crime. - Tecavüz korkunç bir suçtur.

suç
absolve
suç
absolution
suç
{i} misdemeanour
suç
malfeasance
Turkish - Turkish
Suçlu olma durumu
suçluluk duygusu
Kişinin ahlâki veya dinî kuralları çiğnediğini sezmesi sonucu bilinçli veya bilinçsiz olarak kapıldığı ve kendisiyle ilgili değer yargılarını sarsan duygu
Suç
cürüm

Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor. - Suç oranı sürekli olarak artıyor.

suç
Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
suç
Yasalara aykırı davranış, cürüm
suç
Yasalara aykırı davranış, cürüm: "Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?"- R. H. Karay
suç
Hukuka aykırı eylem
İRSİ SUÇLULUK
(Hukuk) İnsanların doğuştan suçlu olduğunu iddia eden görüş