We must find something to plug up this hole.
- Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
The bathroom sink is plugged.
- Banyo lavabosu tıkalı.
The street was blocked by a huge truck.
- Sokak büyük bir kamyon tarafından tıkanmıştı.
I was told my tear duct was blocked.
- Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.
The restaurant is always packed.
- Restoran her zaman tıka basa doludur.
The stadium was packed with excited spectators.
- Stadyum heyecanlı seyirciyle tıka basa doluydu.