Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
- Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
I had to fix the toaster.
- Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
It took me several hours to mend it.
- Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
It cost a lot of money to repair the car.
- Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
I took the radio apart to repair it.
- Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
I had my watch repaired.
- Saatimi tamir ettirdim.
I hired a professional to repair the stove.
- Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.