Kullanılmış bir araba almam çok zor.
- I cannot afford buying a used car.
Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- My brother bought a used car, so it was not very expensive.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
- I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
Eskiden bardak altlıklarını toplardım.
- I used to collect coasters.
Yalnız yaşamaya alışkın.
- She is used to living alone.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- The herb used in that pasta sauce might be parsley.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
O artık eskisi gibi değil.
- She is no longer what she used to be.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
- Tom isn't as skinny as he used to be.
Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil.
- My body is not as flexible as it used to be.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
- Tom used to be a basketball coach.
Askerler tehlikeye alışıktırlar.
- Soldiers are used to danger.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
- I'm not used to making speeches in public.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.