Definition of that part of wealth which is the return for the use of land in English Turkish dictionary
- rent
- {f} kiralamak
Biz, partiyi düzenlemek için bir oda kiralamak zorundayız.
-We have to rent a room to hold the party in.
Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
-I'd like to rent your most inexpensive car for a week.
- rent
- kira
Ben bir aylığına bir oda kiraladım.
-I rent a room by the month.
Bir araba kiralamak istiyorum.
-I'd like to rent a car.
- rent
- kiralık
Carol kiralık bir araba sürüyor.
-Carol is driving a rent-a-car.
Bu dükkân kiralık video dükkânıdır.
-This shop is a rental video shop.
- rent
- {i} yırtık
- rent
- {i} fikir ayrılığı
- rent
- {i} kira bedeli
Tom görünüşe göre kira bedelini henüz ödemedi.
-Tom apparently hasn't paid his rent yet.
Tom'un kira bedelini ödemek için yeterli parası yoktu.
-Tom didn't have enough money to pay his rent.
- rent
- sökük
- rent
- çatlama
- rent
- {f} kirala
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
-We rented an apartment when we lived in New York.
Bir ev kiralamak istiyorum.
-I'd like to rent a house.
- rent
- kira ile tutmak
- rent
- delik
- rent
- {f} kiraya vermek
O, odayı ayda yetmiş bin yene bir öğrenciye kiraya vermektedir.
-She rents the room to a student for seventy thousand yen a month.
Bu odayı bir öğrenciye kiraya vermek istiyorum.
-I want to rent this room to a student.
- rent
- {f} kira getirmek
- rent
- rent service kira yerine yapıla
- rent
- (fiil) kiralamak, kiraya vermek, kiraya verilmek, kira getirmek
- rent
- {i} bozuşma
- rent
- kira ile vermek
- rent
- kiralamak, kiraya vermek: She is going to rent her apartment to a foreigner. Dairesini bir yabancıya kiralayacak
- rent
- (isim) kira, kira bedeli, yırtık, yarık, gedik, parçalanma, bölünme, fikir ayrılığı, dargınlık, bozuşma
Related Terms
Definition of that part of wealth which is the return for the use of land in English English dictionary
- rent