the act of traveling, or journeying from place to place; a journey

listen to the pronunciation of the act of traveling, or journeying from place to place; a journey
English - Turkish

Definition of the act of traveling, or journeying from place to place; a journey in English Turkish dictionary

travel
{f} seyahat etmek

Ben aya seyahat etmek istiyorum. - I want to travel to the moon.

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz? - Would you like to travel abroad?

travel
{i} yolculuk

Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek. - The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.

Zamanda yolculuk mümkündür. - Time travel is possible.

travel
{f} kaçmak
travel
{i} seyahat etme

Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu. - I had a chance to travel abroad.

Seninle seyahat etmek istiyorum. - I want to travel with you.

travel
{f} k.dili. hızlı gitmek
travel
{f} dolaşmak

Hayalim dünyayı dolaşmaktır. - My dream is to travel the world.

Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum. - I want to take a year off and travel around the world.

travel
belli bir alanda gidip gelmek
travel
gazlamak
travel
topuklamak
travel
gitmek

Evinizden 10 km uzaktaki bir mağazaya gitmek istiyorsanız ve saatte 50 km hızla sürüyorsanız oraya varmak kaç dakikanızı alır? - If you want to travel to a store located 10 km from your house, and you drive at 50 km/h, how long would it take you to get there?

Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok. - He doesn't have enough money to go travelling.

travel
tüymek
travel
hareket etmek
travel
geçmek
travel
dili hızlı gitmek
travel
muntazam ha
travel
{f} yolculuk etmek, seyahat etmek
travel
{f} gezmek, dolaşmak
travel
(fiil) yolculuk etmek, seyahat etmek, dolaşmak, gezmek, yol almak, işlemek, kaçmak
travel
(Nükleer Bilimler) gezinme
English - English
travel