Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Mary çok samimi görünmüyor.
- Mary doesn't seem very warm.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of his hands.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
- She extended a warm welcome to them.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.