Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
O beni kolumdan yakaladı.
- He caught me by the arm.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Silah ihracatı yasaklandı.
- Arms export was prohibited.
Tom silahlı kuvvetlere katıldı.
- Tom has joined the army.
Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
- Which branch of the armed forces were you in?
Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
- Tom put the thermometer under his arm.
Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
- Tom put his arm around Mary.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
O erkeğin kolu benimkine hafifçe çarptı.
- His arm brushed against mine.
Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
- My brother fell out of a tree and broke his arm.
O zaman Almanya'nın güçlü bir ordusu vardı.
- Germany then had a powerful army.
Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.
- Japan's army was very powerful.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.
- They armed themselves with rifles.
Tom ve Mary kendilerini bıçaklarla silahlandırdılar.
- Tom and Mary armed themselves with knives.
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
- The army surrendered its arsenal to the enemy.
Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
- The baby was sound asleep in her mother's arms.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
- They were accused of supplying arms to terrorists.
Tom askere yazılmaya karar verdi.
- Tom decided to enlist in the army.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Tom bana sarılmak için kollarını açtı.
- Tom opened his arms to hug me.
Mary bana sarılmak için kollarını açtı.
- Mary opened her arms to hug me.
Shelburne Bay is an arm of Lake Champlain.
The robot arm reached out and placed the part on the assembly line.
The arm and forearm are parts of the upper limb in the human body.
She stood with her right arm extended and her palm forward to indicate “Stop!”.
... So they fixed his arm. ...
... will talk in their kids put an arm around her spouse ...