the dividing line formed by combing the hair in different directions

listen to the pronunciation of the dividing line formed by combing the hair in different directions
English - Turkish

Definition of the dividing line formed by combing the hair in different directions in English Turkish dictionary

part
parça

Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır. - Death is an integral part of life.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir. - This factory manufactures automobile parts.

part
kısım

İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim. - I visited many parts of England.

Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi. - In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.

part
taraf

Parti Mac tarafından organize edildi. - The party was organized by Mac.

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu. - The police regarded him as a party to the crime.

part
kısmen

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum. - I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti. - Tom admitted that it was partially his fault.

part
yarı

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır. - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.

Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim. - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.

part
ekseriya
part
görev

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

Görevimi yapmayı planlıyorum. - I plan on doing my part.

part
yan

Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum. - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.

Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum. - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.

part
{f} ayır

Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir. - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.

Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı. - Tom budgeted three hundred dollars for the party.

part
fasıl
part
ayrılmak

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu. - No one was in a hurry to leave the party.

O, evinden ayrılmak zorunda kaldı. - He had to part with his house.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
English - English
part
part

The part of his hair was slightly to the left.

the dividing line formed by combing the hair in different directions

    Hyphenation

    the di·vid·ing line formed by combing the hair in dif·fer·ent di·rec·tions

    Turkish pronunciation

    dhi dîvaydîng layn fôrmd bay kōmîng dhi her în dîfrınt dayrekşînz

    Pronunciation

    /ᴛʜē dəˈvīdəɴɢ ˈlīn ˈfôrmd ˈbī ˈkōməɴɢ ᴛʜē ˈher ən ˈdəfrənt dīˈreksʜənz/ /ðiː dɪˈvaɪdɪŋ ˈlaɪn ˈfɔːrmd ˈbaɪ ˈkoʊmɪŋ ðiː ˈhɛr ɪn ˈdɪfrənt daɪˈrɛkʃɪnz/
Favorites