Definition of the period of time that an agreement is in effect in English Turkish dictionary
- terms
- {i} şartlar
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
-At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
-According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
- terms
- adlandır
- terms
- {i} ücret
- terms
- anlaşma koşulları
- terms
- (Kanun) hükümler
- terms
- vadeler
- terms
- ara
Tom'la aranız iyi mi?
-Are you on good terms with Tom?
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
-I hear you're on bad terms with Owen.
- terms
- bilimsel terimler
- terms
- {i} samimiyet
- terms
- terim/vade/dönem/koşul
- terms
- {i} yakınlık
- terms
- {i} fiyat
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
-I'll agree to the terms if you lower the price.
- terms
- {i} koşullar
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
-The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
-Terms of use may be changed without notice.
Related Terms
Definition of the period of time that an agreement is in effect in English English dictionary
- terms