Benim ciddi bir cilt sorunum var.
- I have a serious skin problem.
Bir kan pıhtısı cilt üzerinde ortaya çıktığında iyidir ve vücut içinde ortaya çıktığında kötüdür.
- A blood clot is good when it occurs on the skin and bad when it occurs within the body.
Dükkân deri ürünler getirdi.
- The shop carried leather goods.
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
- A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
- Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
Islak giysiler tene yapışır.
- Wet clothes adhere to the skin.
O bir deri bir kemik.
- She is all skin and bone.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.
Tom deriden yapılmış bir şey satın almayı reddediyor.
- Tom refuses to buy anything made of leather.
O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
- She gave me a bag made of leather.
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
- When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
Koyunu öldürdükten sonra onun derisini yüzmek zorunda kalacaksın.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.
Bir grup dazlak Tom'u öldüresiye dövdü.
- A group of skinheads beat Tom to death.
Koyunu öldürdükten sonra onun derisini yüzmek zorunda kalacaksın.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.
... For Lady Liberty to have material for her skin, ...
... her skin requires an element too heavy to be made in stars. ...