to be misled in a jocular or teasing manner

listen to the pronunciation of to be misled in a jocular or teasing manner
English - Turkish

Definition of to be misled in a jocular or teasing manner in English Turkish dictionary

lend
ödünç vermek

Tom bana biraz para ödünç vermek için yeterince kibardı. - Tom was kind enough to lend me some money.

Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum. - I don't lend my books to any of the students.

lend
{f} vermek

Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi. - Tom should have known better than to lend money to Mary.

Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum. - I don't lend my books to any of the students.

lend
ödünç verme

Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi. - Tom offered to lend me the money.

Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok. - Tom doesn't have the courage to ask Mary to lend him her video camera.

lend
{f} (lent)
lend
{f} katkıda bulunmak
lend
dinlemek
lend
lend a hand yardım etmek
lend
iğreti vermek
lend
ödünç ver

Bana bir zımba ödünç verebilir misiniz? - Can you lend me a stapler?

Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin? - Could you lend me your bicycle for a couple of days?

lend
bu usule göre vermek
lend
borç vermek
lend
katmak
lend
eklemek
lend
lendlease i
lend
lend itself veya oneself to yardım etm
lend
eğreti olarak vermek
to be in
olmak

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

Planında olmak istiyorum. - I want to be in your plan.

English - English
lend

Don't get upset, I was just having a lend.

to be misled in a jocular or teasing manner

    Hyphenation

    to be mis·led in a jo·cu·lar or teas·ing man·ner

    Turkish pronunciation

    tı bi mîsled în ı cäkyılır ır tizîng mänır

    Pronunciation

    /tə bē məsˈled ən ə ˈʤäkyələr ər ˈtēzəɴɢ ˈmanər/ /tə biː mɪsˈlɛd ɪn ə ˈʤɑːkjəlɜr ɜr ˈtiːzɪŋ ˈmænɜr/
Favorites