Biz dua etmek için diz çöktük.
- We knelt down to pray.
Dua etmek için hepimiz diz çöktük.
- We all knelt down to pray.
Bütün okul teklif vermek için elini kaldırdı gibi görünüyordu.
- It seemed like the whole school raised their hand to bid.
Tom her zaman yemekten önce dua eder.
- Tom always prays before eating.
Hepimiz Japonya için dua ediyoruz.
- We are all praying for Japan.
Leyla af dilemek için dua etti.
- Layla prayed for forgiveness.
Leyla yalvarmaya başladı.
- Layla started praying.
yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti
- The corporation invited bids for the construction project.
Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.
- Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.
- Tom and the other farmers prayed for rain.
Tom yardım için Tanrı'ya dua etti.
- Tom prayed to God for help.
Well, Major, pray tell us your adventures, for you have frightened us dreadfully.
... to pray ...
... SOMETIMES I JUST PRAY-PRAY ...