Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
- Prepare to launch torpedoes.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Düşman bize bir saldırı başlattı.
- The enemy launched an attack on us.
Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
- They launched a series of major economic programs.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Uydu fırlatma canlı olarak yayınlandı.
- The satellite launch was broadcast live.
Onlar bir roket fırlattı.
- They launched a rocket.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Can we this quote? Launch your hearts with lamentable wounds. - Edmund Spenser.