For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
I'll quit my job for the sake of my health.
- Sağlığım uğruna işimi bırakacağım.
She left him for another man.
- Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.
Now he has nothing to live for.
- Onun şimdi uğruna yaşamak için hiçbir şeyi yok.