Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
- Tom is the victim of a terrible crime.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.
- Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
She suffers spasms, torsions and trances. It sounds most displeasant.’.