unstable or precarious

listen to the pronunciation of unstable or precarious
English - Turkish

Definition of unstable or precarious in English Turkish dictionary

unsure
emin değil

Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik. - We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.

Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti. - Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.

unsure
belirsizlik
unsure
{s} emin olmayan

Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür. - A sure friend is seen in an unsure matter.

unsure
güvenilmez/şüpheli
unsure
{s} riskli
unsure
{s} emniyetsiz
English - English
unsure
unstable or precarious

    Hyphenation

    un·sta·ble or pre·ca·ri·ous

    Turkish pronunciation

    ınsteybıl ır prikeriıs

    Pronunciation

    /ənˈstābəl ər prēˈkerēəs/ /ənˈsteɪbəl ɜr priːˈkɛriːəs/
Favorites