Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
- The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
Tom tartışmanın yararsız olduğunu fark etti.
- Tom realized it was useless to argue.
İnkâr etmek yararsız olacaktı.
- Denial would have been useless.
Veri tamamen işe yaramaz.
- The data was completely useless.
Keşke böyle işe yaramaz bir şey almasaydım.
- I wish I had not bought such a useless thing.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Tom'un yeni aleti harika ama faydasız.
- Tom's new gadget is cool, but useless.
Böyle faydasız kitapları okumamalısın.
- You shouldn't read such useless books.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
- We should make use of atomic energy.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
- Personal computers are of great use.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Fırsattan yararlansanız iyi olur.
- You had better make use of the opportunity.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Neden okulda çok fazla kullanışsız şey öğreniyoruz?
- Why do we learn so much useless stuff in school?
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
- Why is machine translation useless?
Hayır, arabamı kullanamazsın!
- No, you can't use my car!
Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.
- The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
- We want to put our money to good use.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to keeping early hours.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.
- Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.
İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.
- It's too bad people use computers to waste time.
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- Only members of the club are entitled to use this room.
Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
- If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
- I used a computer in order to save time.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.
- Atomic energy can be used for peaceful ends.
Alan askeri amaç için kullanılır.
- The site is used for military purposes.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
- Nature does nothing uselessly.
We should use up most of the fuel.
This tool has many uses.
We can use this mathematical formula to solve the problem.
I tried my best to make him quit smoking, but my efforts were useless. He now smokes six packs a day.