Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there exists ruthless cut-throat competition.
- Tüketici elektroniği denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.
Compulsory military service exists in Turkey.
- Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
Is there a room available for tonight?
- Bu gece için mevcut bir oda var mı?
Is there a tour guide available?
- Müsait bir tur rehberi var mı?
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
God exists, but he forgot the password.
- Tanrı var ama şifreyi unutmuş.
I do not believe that God exists.
- Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
There are 340 species of hummingbirds.
- Sinekkuşlarının 340 türü vardır.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
There is an apple on the table.
- Masanın üzerinde bir elma var.
Get inside and lock your doors! Close your windows! There is something in the fog!
- İçeri gir ve kapılarını kilitle! Pencerelerini kapat! Sisin içinde bir şey var!
How did you get in? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
I think that there is a man in there.
- Sanırım orada bir adam var.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.