That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school.
- O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.
Tom doesn't like washing dishes.
- Tom bulaşık yıkamayı sevmez.
He got his car washed at the filling station.
- O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
- Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.
One hand washes the other.
- Bir el diğerini yıkar.
Idleness leads to ruin.
- Tembellik yıkıma yol açar.
Those people ruin their government, but they don't know how to build it again.
- O insanlar hükümetlerini yıktılar ama onu tekrar nasıl inşa edeceklerini bilmiyorlar.
They're going to knock down that monument.
- Onlar o anıtı yıkacaklar.
This building will be demolished next month.
- Bu bina önümüzdeki ay yıkılacak.
The shopping center will be demolished.
- Alıveriş merkezi yıkılacak.
Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot.
- Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.
Tom found his house vandalized.
- Tom evini yakılmış yıkılmış buldu.
All the buildings on this block will be demolished.
- Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.
A few old buildings need to be demolished.
- Birkaç eski binanın yıkılması gerekiyor.